20 Haziran 2010 Pazar

Eskir, herşey eskir.


Hayatta herşey eskir. En yeni şeyler bile ertesi gün eski olur. Aldığınız tişörtün hükmü siz onu kasaya götürene kadar geçer. Sonra o da diğer bütün sıradan tişörtler gibi eskir.Eskimeyen tek şey ihtiyaçlarımızdır.İhtiyaçlarımız doğrultusunda, insanları eskimez sanarız. Halbuki onlara ihtiyaç olmayınca, umurumuzda bile olmazlar. Yani onlar da eskir. Gökyüzü eskir, deniz eskir, kar eskir, yağmur eskir. Hepsi eskir, eskidikçe de çirkinleşir. Eski şeyler çirkindir. Yeni şeyler her zaman daha güzeldir, daha çekicidir. İnsanlar da böyledir, yeni bir kadın ya da yeni bir erkek eskisinden daha çok tercih edilir. Acıdır belki bütün bunlar ama insanın doğasında bu vardır. Kimse kurumuş yaprağı istemez. Herkes taze bahar dalını ister. Dünya döndükçe, dünyamız kirlendikçe, ters orantıda ,insanoğlu yenilik ister. İnsanlar gelir geçer, eskirler. Evet özlenirler kuşkusuz ama eskirler. Geçenlerde öğretmenlerimi düşündüm. Acı belki ama eskimişlerdi hafızamda. Artık aynı heyecanı duymuyordum onları düşünürken. Çamaşırlarımız eskir, çatallar, bıçaklar, sabunluk, perdeler, terlikler, insanın değdiği veya değmediği herşey eskir. Eskimeye mahkumdur. aynı neşe, aynı coşku kalmaz ne insanlara ne objelere karşı. Zamanla herşey unutulur. Filmlerdeki gibidir gerçekten, insanlar eskir ve unutulur. Bugün daha iyi anladım, eskimiş birini unuttuğumu.İsmi bile koca boş bir sayfayı hatırlatıyordu bana, bomboş. Çünkü zamanla unutmuşum. Hisler eskimiş ve yokolmuş. İleride ancak resimlere bakan biri hatırlayacak bazı şeyleri çünkü eskimiş insanların, eskimiş hikayeleriyle kimse ilgilenmez. Kendimiz bile geçmişimizi eskimiş sayar, unuturuz. Bugünü yaşamaktadır maharet. Bugünden ve yarından medet umulabilir ama dün geçmiştir ve geri dönüşü yoktur.

İçtiğim çayın tadı da eskiyor mesela. Çaydanlığın ilk zamanlarda demlediği çayla şu anki farklı. Saçlarım eskiyor, ne yapsam nafile. Vücudum eskiyor. Gözlerim eskiyor. Ve malesef bakışlarım da eskiyor. İnsanların bakışlarında yaşanmışlıklar iz bırakıyor. Acılar ve öfkeler gözlerden silinmiyor. Siz baktıkça, insanlar size baktıkça eskiler ortaya saçılıveriyor. Sözlerin kifayetsiz kaldığı noktalardan biridir gözler. Ne yalan söyleseniz gören gözü kandıramazsınız çünkü. Bugün, bu sabah, eskimişleri hatırladım. Ve çok eskimişlerdi. Artık eskimiş anılarımı verebilirdim. Onları çöpe attım. Eskimiş anılarımı isteyenler çöpten alabilir çünkü onları kullanmıyorum artık. On beş yaşındayken sizi heyecanlandıran şey artık heyecanlandırmıyor. insanlar eskidikçe, anlamsızlaşıyor. Herkes ama herkes anlamsızlaşıyor. Bunu gördüm. İstisnasız nasıl da herkes eskimiş ve ihtiyaç kalmayınca da kenara atılmış benim beynimde. Belki çok kaddarca ama işin aslı bu. Vefa değil burada yaralanan ne de minnet. Herşeyin bir ömrü var hayatta. Ömrü biteni çöpe atacaksın. Dayanmaz çünkü, ekşir, kokar, kokuşur ve sonunda çürür.

Bacağı sakat atı çaresiz vuracaksın. Ondan hayır gelmez artık sana.

Hiç yorum yok: