29 Mart 2010 Pazartesi

Bunların hepsi benim.Mein Führer bunlar gerçek.






sabah 09:17 de uyandım.banyoya girip gece çıkartmadığım makyajımı çıkardım.çarşaflar zaten değişecek, kirlense yastığımın yüzü kimin umrunda...
yüzümü yıkayıp, üstümü değiştirdim.her mutusuz, depresif gün gibi bugün de boynuma birşeyler takmalıydım.lacivert tişört vardı üzerimde,o halde mavi bir fular olurdu.neyse.koşar adım çıktım evden.üst kilidi, alt kilidi kilitledim.merdivenler aşağı indim. postadan bana birşey gelmiş mi diye bakındım ama saat erkendi. postacı henüz gelmemişti.evden çıkıp yürümeye başladım.eczaneyi geçince bankanın sokağına girdim.bankanın kapı düğmesine bastım.bugün başka biri vardı.günaydın dedim.aktarım yapacağım.banka kartımı ve kimliğimi masanın üzerine koydum.ve açıklamaya başladım.aktarım yapıldı.artık nisan ayı kirası yatacak.iyi günler dedim gülerek.bu bankayı da çalışanlarını da hep sevdim.

Oradan çıkıp köşedeki monoprix ye girdim.hiç birşey almazsam en ucuz marka likit deterjan alırım diye düşündüm.asıl baktığımın merdivvenlerin yakınındaki ilaç reyonuydu.konsantrasyon habı arıyordum.ama artık yoktu belki de ben bulamadım.alt kata inip 0.82 santimlik bir bulaşık deterjanı aldım.iyisiyle bunu karıştırdığımda mükemmel bir karışım elde edebilirim.
Oradan çıkıp caf a gittim.ama doğru o pazartesi açık olmazdı.bölge ev kirası yardımı iki aydır paramı vermiyor.bu ay verirler umarım.yoksa param yok.

Oradan ileride bulunan markete gittim.ne almam gerekiyora aldım.bir sürü meyve aldım kendime.ve menemen yapmak için domates,biber.uzun zamandır bunu yapmıyordum.üstelik menemen deyince aklıma istanbul geliyor.

alışverişimi yaptıktan sonra biliyordum artık kiliseye elimdeki poşetlerle gidemeyeceğimi.gitmedim.içimden konuştum. yaptıklarımı yapacaklarımı.anlattım durdum.dinledi o da beni herzaman ki gibi.bazı sabahlar farkedeiyorum saatler geçiyor kimseyle konuşmammış oluyorum.bir tek seninle konuşuyorum.Allahım, allahım, allahım ve gerçekten allahım.

Bütün olanlar bitenler.lanet olası insanlar, etrafımdaki uzağımdaki o aşağılık insanlar...utanılası cahiller, kuyulara atılası sahtekarlar.hepiniz her yerdesiniz.burada, orada, önümde ,arkamda.bilinçaltınımın derinliklerinde ya da zihinimin merkezinde hepiniz buradasınız.kıskançlar, adi ruh sahipleri, alçaklar, küçük insanlar, kötü ruhlar, yalancılar, namuzsuz ve hatta onursuzlar siz her yerdesiniz.en yakın kabuslarımda.güne küfür ederek başladığım günleri evveli gecelerinde...

Siz her yerdesiniz.Bense bir tek yerdeyim.parmağınızla gösterdiğinizde görebileceğiniz gibi bir yerde.yaptıklarımla, sözlerimle, gözyaşlarımla ve küfürlerimle.

bugün 29 mart 2010.üç yıl,üç koca yılımı geçirdim burada.büyüdüm, burada büyüdüm.
ne çok şey öğrendim. böbürlenmek diyemezsiniz.gerçekler bunlar.avrupa toplumunun genel eğitim-öğretim gören kısmının üzerinde bir bilgi birikimine sahibim.akıllıyım.
senlerce akıllı olmadığımı söyleyen cahillere rağmen akıllıyım ve bunu biliyorum.bunu bilmeden yaşadım epeyce.insanların meğerse işine geliyormuş bu.çok akıllıları görüyorum şimdi.üç kuruşluk akılları nerelerine kaçtı görüyorum.aptallar.
aptal ve zavallı insanlar.

kaybettiklerim iyiki var diyorum.alıştım.kaybettiğim insanları sonsuza dek kaybetmeye alıştım ben.sabah tek uyanmaya.bir yer edinmeye burada.ben ne bir dağ köyündeyim ne de sıradan bir üniversitenin sıradan bir bölümünde.farkındalığımın doruğundayım, öyle olmalıyım. benimle konuşan ya da konuşmayan, beni eleştiren,kıskanan insanlar.bunların dışında hep iyi bir insan oldum.

yalan söylemeden yaşadım bu güne kadar.
düşüşümü bekleyenler oldu.hala da bekliyorlar.bekleyen, ellerini avuşturan insanlar.

nefret ettiğmi söylediğim ama hiç nefret etmediğim insanlar oldu.ama zamanla bunu da öğrendim.günler geçtikçe, onlar rüyama girdikçe ben nefret etmeyi öğrendim.ağladım.çok ağladım.yaşımdaki insanlardan fazla ağladım bu güne kadar.çok zorlandım hala zorlanıyorum.

günün her saatinde uyandım ben.1,2,3,4,5,6,7 ve 8 bu saatlerde uyuduğumda oldu ders de çalıştığım,ağladığımda, dizi izlediğimde.hergün uyandım.uyanmamak üzere yattığım günler oldu.geçti.

bir saatlik uykuya baktı unutmak, iki ağladım geçti.uyandım geçti,yürüdüm geçti.bir film izledim geçti.geçti çünkü geçer.

çünkü dünya böyle birşey herşey geçer.zamanla herşey geçer.bak şimdi hava nasıl değişti.nasıl da sıcak şimdi her nisan ayı gibi perpignan ın sıcak burası. hava ısındı.artık sabahları okula giderken ayaz yok.soğukta topuklu çizmeyle yürümek.ışıklara küfür etmek ve lanet okumak iğrenç insanlara.

biter,zaman geçer gider.gidecek te.
bir sabah yine ben 07.30 da kalkacağım ve burdan istanbul a gitmek için tren istasyonuna gideceğim.öyle çok büyük bir özlem yok.buraya o kadar çok alıştım ki artık.
evet.ne diyordum.çay içtim de.evet.şimdi intikam dedikleri şey kendi cehenneme karşı yangın söndürücü tutmak.ben kendi cehennemimdeki canavarlarla savaşıyorum.bir sürü canavar.bunların bazıları insan uyruklu :) uzaklarda üstelik.bu küçük farelerin başını ezmek için çok çalışmak gerekiyor ve çok ama çok uzaklara gitmek.alıp başını gitmek.

bu umarsız fareler belki de fare.beni kemiremez.onu bir kemirme anında yakalamalıyım.kaçamaması için iyice kavramalıyım.bu pis fareye inat olmalı hayat.ona inat.trenler ona inat gitmeli, rüzgar ona inat esmeli.

legodan ev kurar gibi olmalı herşey.küçük küçük kurulmalı hayat.büyümeli.içine kendimi koymalıyım.sonra bir Kevin eklenmeli.troy a benzese de farketmez bu Kevin.

Şimdi okula gitmelyim.Nefret günlüğü biliyorsun sen de kötü olmadığımı.ağzım bozuk biraz ama.insanlardan alınması gereken intikamlar, gidilmesi gereken ülkeler, yapılması gereken işler.kurulması gereken bir evim var benim ve de yapılması gereken törenler.nefret günlüğü başaracağım.j'y suis presque.je vais y arriver.

MERVE ARCASOY.

Hiç yorum yok: