7 Mart 2010 Pazar

eski ben, eski hayatım


en sevdiğim hayatım eski hayatımdır.hani eskiden olan şu lisedeki merve hayatı.cumaları fransızca tiyatro, cumartesileri cervantes de ispanyolca kursu, geri kalan zamanlarda sainte pulchérie lisesi...çok güzel olurdu arkadaşımla atlas pasajına gidip parça parça aldığımız kıyafetlerden bir stil yaratmak.onu sıradan bir küpeciden aldığımız küpeyle perçinlemek.sonra fransız sokağında bir karaf dolusu şarap içmek veyahut markiz de birer filtre kahveye bütün haftalığı yatırmak.o zamanlar herşey doğruydu,düzgündü tıpkı ben gibi.hoşlanılan çocuklar vardı.robinaon crusoe kitabevinden alınan kese kağdına konulmuş kitaplar.çok güzel hayaller vardı ileriye dönük.herşey mümkündü.her yer göründüğü renkteydi.insanlar insana benziyorlardı ansiklopedilerde gördüğümüzlere.saçımın rengi benim saç rengimdi.kırılmamıştım henüz, kimse kandırmamıştı beni.çocuklar vardı konuştuğumuz.hayallerin içine sıkıştırdığımız kocaman üniversite öğrencileri.herşey yerli yerindeydi.hergün aynı saatte kalkıp aynı yere gidiyordum.günleri 7 gün gibi yaşıyordum.ayların geçmesinin kimseye bir zararı yoktu.doğumgünleri heyecanlıydı.ve o zamanlar 3 aylık yaz tatilleri vardı.tatile girmeden önce yapılan rejimler.alınan askılı bluzlar vardı.hayat gibi ben de bana güzel gelirdim.ev hayalleri vardı gerçi o hayal hep var.

cihangir de kurnalı bir ev.
siyah beyaz karoların üstünde, ikinci el fakat pırıl pırıl cilalı mobilyalar
salonda kocaman bir kütüphane tavana uzanan
üç kocaman pencere tavandan yere kadar ve pencerenin önünde menekşeler
içeri geçtiğinizde çalışma odasına gri damarlı mermer bir masa
mutfakta alasından bir kahve makinası ve onlarca narin şarap bardağı
böyle bir ev vardı sanki...
film afişleri olan duvarlarında
kıymayı kasaptan sigarayı bakkaldan aldığın
biraz yürüyünce dünyanın merkezine vardığın
sigara içine çekip izmaritini yere attığın
böyle bir ev vardı sanki...
içinde ben ve bir de ''sen''lerin olduğu
gelip gidenlerin bazı bazı
olabilir böyle bir ev,
camii yi geçince bir sorun isterseniz
kapıyı kitleyip anahtarı paspasın altına koyuyorum
siyah saçlı merveyi buldunuzda kapıyı açın
içeri girebileceksiniz.
demlikte sabahtan kalma çay var, yeniden demleyin ve teneke kutuda biraz danimarka kurabiyesi kalmıştır muhakkak.
iyi günler efendim.

Hiç yorum yok: