6 Aralık 2009 Pazar

VINCERE





Dün akşam Rive Gauche sinemasında ''Vincere'' yani öc anlamına gelen fransız-italyan ortak yapımı bir sinema filmi izledim.Film Mussolini ve gayri meşru aşkı İda Dalser'i anlatıyordu.Filmin çekimleri, kostümleri, müzikleri, efekteleri mükemmeldi.Ama herşeyden önemlisi senaryosu bir baş yapıt niteliğindeydi.Çok iyi sinemaya aktarılmış bir hikayesi bana göre bu.Filmin başlarında Mussolini'ye aşık oluyorsunuz ve sonlarına doğru ondan nefret ediyorsunuz.Onu canlandıran Filippo Timi gerçekten çok başarılı. Giovanna Mezzogiorno'yu anlatmaya gerek yok zaten.Karşı Pencere, Son Öpücük ve Kolera Günlerinde Aşk gibi filmlerin olağanüstü oyuncusu.Güzelliği film boyunca insanı etkiliyor.Ama bütün bu güzelliklere rağmen burada yaşanmış hazin çok hazin bir aşk hikayesi var.Benim dikkatimi çeken de bu oldu zaten.

Bu aşk hikayesi insanın yüzüne'' aşk iki kişiliktir'' saçmalığını bir tokat gibi vuruyor.İda Dalser Benito Mussolini'yle henüz diktatör olmamışken tanışıyor.Ona aşık oluyor.Çok güçlü bir aşk İda'nın Benito'ya duyduğu.İda bu aşk için herşeyi feda etmeye hazır.Kendini bu yasak aşk için harcıyor.Bir gün evindeki bütün eşyalarını sırf Mussolini ''IL POPPOLO D'ITALIA'' adlı ''İtalya Halkı'' manasına gazetesini kurabilsin diye satıyor.Paraları gözünü kırpmadan Mussolini'ye veriyor.Bu aşkta Mussolini İda 'ya sadece bir kere seni seviyorum diyor, o da almanca 'İch liebe dich'.Mussolini adeta aşkın içine düşmekten korkuyor.İda Benito'dan hamile kalıyor, çocuğunu dünyaya getiriyor ama işler çoktan değişmiş oluyor.Mussolini sosyalistken bir faşiste dönüşüyor.Bütün halkın güvenini kazanıyor.Başa en tepeye çıkıyor.Ve ne acıdır ki o zaten İda'dan önce bir kadınla evlenmiş.İda onun için sırdan bir metres.Onun eşi olduğunu, Benidito'nun da Mussolini'nin oğlu olduğunu her yerde söylüyor.Başbakanın karşısına çıkıyor.Onu paldır güldür akıl hastahanesini kaldırıyorlar ve yıllarca orada rahibelerin onun mektuplarını oğlunu götürmelerini bekliyor.Aradan yıllar geçiyor.Oğlu büyüyor.Üniversite çağında o sadece Mussolini'nin konuşmalarını ezbere bilip onu canlandıran sıradan bir genç oluyor.İda akıl hastahanesinde ölüyor.Oğlunun da sonu akıl hastahanesi oluyor.Mussolini'ye ne mi oluyor? Her siyasi dönemin bittiği gibi bu dönemde biityor.Faşizm çöküyor Mussolini kurşuna diziliyor.Onu affetmek mümkün değil.

İda gözümde bir savaşçı kadın.Herkesi kandırıp '' Ben ida Dalser'im, İda Mussolini değilim'' diyebilecekken emek verdiği aşkının peşinden gidip bu uğurda hayatını söndürüyor.O onurlu bir kadın.Ve bu onur onun sonu oluyor.Kadınların çok azında onur denen şey vardır.İda da bu yüce kadınlara bir örnek.

MERVE ARCASOY

Hiç yorum yok: