5 Mayıs 2010 Çarşamba

Hıdrellez


Yedi dakika sonra Hızır Aleyhisselam, Perpignan' a doğru geliyor olacak. Ben de yarım saat önce bir dosya kağıdı aldım elime. İkiye katladım önce, sonra kurşun kalemle diploma çizdim üzerine. Fransa, hukuk fakültesi yazdım. Sağ kanadına da bilmiyorum neden bir tane minareli bir camii çizdim. Altına da sağlık yazdım. Bir çift dua eden el çizdim. Onu rulo haline getirdim.Kırmızı kurdelayla bağlayıp, penceremin tahta kepenklerinin kenarına kırmızı kurdeleyle bağladım. Gül ağacım yok, gül alacak param da yok. Hızır Bey efendi mazur görecek bizi. Uçup, süzülürken, değiverecek benim kağıdıma. Pencerenin önüne de bilmiyorum yine nedendir, mum yaktım. Biri kırmızı, ikisi yeşil, biri de beyaz. Sandalyeyi de çektim önüne dua ettim. Müzik olarak ta Goran Bregoviç'ten ederlezi parçasını açtım. Kendi kendime bir ritüel yarattım. Kötü bir niyetim yok.


Şimdi camii neden, dua eden el neden...Belki inanalım diye, belki unutmayalım diye. Unutmayalım kime inandığımızı. Allahtan başka kimseden medet ummayalım. Ondan başka kimse sesimizi duymaz çünkü. Yaşayanlardan da medet ummayı bıraktım ben. Ölüler hiç değilse düşününce rüyamıza giriyor. Allah sapmışlarımızı affetsin, çünkü Allah affeder, biz kuluz,biz affetmeyiz. Herkesi doğru yola yönlendirsin. Herkesin kalbi doğru yolun inancıyla dolsun. Bizim verdiğimiz bunca kötülükten sonra, dünya hala bize kırmızı domatesler veriyorsa bunda bir hikmet vardır. Dünya hala dönüyorsa, yapılabilecek şeyler vardır.


Hızır ve İlyas Efendilerimiz, sizleri bize Allah gönderdi. Bize yol gösterin, ahlakımızı düzeltin, bizlere mucizeler verin. Unutsuzlara umut verin. Mutsuzlara da saniyelik mutluluklar bahşedin. Gerçekten sıkıntısı olanlara yardım elinizi uzatın. Utanmamışları utandırın.

Hiç yorum yok: