12 Mayıs 2010 Çarşamba

Urfa dili desek daha doğru

siye = sana
biye = bana
gelisen mı = geliyor musun
gidisen mı gidiyor musun
gelah = gelelim
gidah = gidelim
anê = anne
babo = baba
nene = nine
dedey = dede
bibi = hala
dayze = teyze
herif = koca
avrat = hanım bayan
güveg = damat
lo = erkek çağırılırken kullanılır
le = bayan çağrılırken kullanılır
deget = yürü git
güz = sonbahar
tez = çabuki
rak = uzak
suvak = sokak
mıhalle = mahalle
henek = şaka
afrit = şeytan yavrusu firlama kimselere denilir
hış oldum = döküldüm
öksedim = özledim
haho = yeter artık
kırtik = azıcık biraz
ağbati başiya = darısı başına
zerzur = sığırcık kuşu
kit = yabani güvercin
pısik = kedi
haket = gerçek
ğas = marul
bahtenis = maydanoz
pırpır = semiz otu
fırenk = domates
balcan = patlıcan
isot = urfa biberil
eymun = limon
pircikli = havuç
hıttı = bir salata çeşidi
bostana = bir çeşit salata (çok güzeldir)
savık = soğuk
ülbe = soğuk
tud = dut
ferik = taze, genç
payam = badem
kehke = simit
reçel = biber salçası
neçek = yazma
puşu = erkek baş örtüsü
haphap = takunya
kahke bezi = amerikan bezi
ezye = bayan elbisesi
sako = ceket
koyneg = gomlek
tuman = don, külot
kuşhana = tencere
teşt = leğen
sülahye = sürahi
koruk = olmamış üzüm
dürmük = dürüm
tike = nasil anlatsam bilmiyorum ama habbe deriz ya tane de denilebilir ama tam değil
şıllık = bir tatlı çeşididir.
germi = bulgur pilavi
tedirbe = sokak
heyat = evin geniş avlusu
mahle şenigi (şenik) = komşu, aynı çevrenin insanı
hâh = yabancı
hulh = hulhum dar demek içim sıkılıyor sabrım yok gibi
made = mide

Hiç yorum yok: